Tekirdağ Tabip Odası Başkanı Dr. Ebru GELGEÇ'in 14 Mart Mesajı

Değerli Meslektaşlarım,

            Yeni Coronovirüs hastalığının  (COVID-19)  dünya çapında salgına yol açması ve Dünya Sağlık Örgütünün pandemi ilan etmesi ile  14 martın 101. yılında gündemimiz değişmiştir.  Bizler sağlık çalışanları olarak her zamanki gibi  sorumluluk  bilincimizle görevimizin başındayız ve  yaşatmaya devam ediyoruz. Fakat sağlık çalışanlarının gündeminde halen sağlıkta şiddet yer işgal etmeye devam etmektedir. Hekimlik yapabilmek için şiddetsiz bir sağlık ortamı sağlanması taleplerimizin en başında gelmektedir.  Bunun sağlanması için Türk Tabipleri Birliği(TTB)’nin hazırladığı, "sağlıkta şiddet uygulayan saldırganların, cezalarını arttırmayı öngören düzenleme hızla yasalaştırılmalıdır" söylemimizden vazgeçmiyoruz.

             Sağlıkta şiddete zemin hazırlayan etmenlerin başında gelen nedenlerden biri de polikliniklerdeki olağanüstü yığılmalardır. Beş dakikada bir hasta bakmaya zorlanan hekimler ve sağlık çalışanları muayene, teşhis ve tedavi için yeterli süre ayıramamakta; bu durum hasta-sağlık çalışanı ilişkisini bozmakta, sonuçta da sağlık çalışanına yönelik şiddet olarak geri dönmektedir. Poliklinik muayene randevuları sağlık çalışanlarının hastalarıyla  nitelikli hizmet verebileceği şekilde düzenlenmelidir.

            Birinci basamak sağlık hizmetleri, sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları iyileştirilerek güçlendirilmeli ve  gelişmiş sağlık politikalarında uygulanan sevk zinciri sistemine geçilmelidir. 1. Basamak koruyucu hekimlikten uzaklaştırılmıştır. Aşı reddi artarak devam etmekte olup bu konuda halk sağlığını korumak adına ciddi sağlık politikaları geliştirmek gereklidir.

            Türkiye, acil servislere yıllık başvuru sayısının ülke toplam nüfusunun üzerinde olduğu bir sağlık sistemine sahiptir. Acil servislere yapılan acil olmayan başvurular hem acil hastaların tedavisini ciddi ölçüde aksatmakta hem de yol açtığı yığılmalar nedeniyle acil servisleri şiddetin sıklıkla yaşandığı ortamlar haline getirmektedir. Acil servisler hızla sadece acil hastalara hizmet verecek şekilde düzenlenmelidir.

             İLO (Uluslararası Çalışma Örgütü) tarafından kabul edilmiş olan “İş Yerinde Şiddet ve Tacizle Mücadele”   Sözleşmesi TBMM’de ivedilikle onaylanmalıdır.  TTB’nin girişimleriyle sağlıkta şiddet, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çerçevesinde  “İş Kazası” olarak değerlendirilmekte, ancak uygulamada bu değerlendirmenin gereği yerine getirilmemektedir. Sağlıkta şiddet olguları, Meslek Odası, İlgili Meslek Dernekleri ve Sağlık Sendikası temsilcilerinin müdahil olduğu bir süreç olarak tanımlanmalı, 6331 sayılı yasa sağlık kurumları yöneticilerinin sorumluluğunu da kapsayacak şekilde etkin olarak uygulanmalıdır.

             Performansa dayalı ek ödeme sistemi çalışma barışını bozduğu gibi mesai dışı çalışma saatlerini arttırmaktadır. Hekimlerin performansını değerlendirmekten uzaktır.

             Başta üniversite hastaneleri olmak üzere kamu ve özel hastaneler finansal sıkıntılar yaşamaktadır.  Nitelikli ve özellikli sağlık hizmetlerinin büyük kısmını veren üniversite hastanelerinde gerekli malzemeler sağlanamamaktadır. Bu durum sadece sağlık hizmetinin kalitesini değil aynı zamanda bilimsel araştırmaları, tıp ve uzmanlık eğitimini de olumsuz etkilemektedir.

            Hekimliği meslek olarak değil yaşam biçimi olarak gören ve özveri ile çalışan başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını  Tekirdağ Tabip Odası Yönetim Kurulu adına kutlarım.

Dr. Ebru GELGEÇ

Tekirdağ Tabip Odası Başkanı


İŞYERİ HEKİMLİĞİ ASGARİ SÖZLEŞME ÜCRETLERİ 2024