17 Nisan “Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü” ilan edilsin!

Tekirdağ Tabip Odası olarak, 17 Nisan Çarşamba günü
Tekirdağ Devlet Hastanesi (1. Kısım)
önünde saat 12.30'da
yapacağımız basın açıklaması ile
"Beyaz Eylemler"e
destek olacağız.

Tüm üyelerimizi bekliyoruz.



Peşini Bırakmıyoruz:

SAĞLIKTA ŞİDDETİ ÖNLEME YASASI ÇIKARTILSIN

 17 NİSAN “SAĞLIKTA ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE GÜNÜ” İLAN EDİLSİN.

Dr. Ersin Arslan 17 Nisan 2012 günü ameliyattan çıkıp servisine geldiğinde vahşice bıçaklanarak öldürüldüğünde Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak “Hiç kimse bu cinayeti ‘cehalet’le, ‘tepki’yle, ‘münferit olay”lıkla açıklamaya kalkmasın. Taammüden öldürüldü Dr. Ersin Arslan. Göz göre göre öldürüldü. Yıllardır, sağlık ortamının vahşi bir şiddet ortamına dönüştüğünü, sürekli olarak saldırıya uğradığımızı, hekimlere-sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artık dayanılmaz boyutlara geldiğini, can güvenliğimizin olmadığını söyledik, söylüyoruz. Durumun vahametini kavrayıp tedbir alması gereken yetkililer ise kulaklarını tıkadılar, gözlerini yumdular, olan biteni seyretmekle yetindiler; daha da kötüsü hastaları hekimlere-sağlık çalışanlarına karşı kışkırtmaya devam ettiler.” diyerek kamuoyuna sağlık alanındaki şiddetin ciddiyetini aktarmıştık.

Aradan yedi yıl geçti. TTB’nin tüm çabalarına, katkılarına rağmen sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik ciddi bir adım atılmadı. Ve bu nedenle Dr. Kamil Furtun, Dr. Aynur Dağdemir ve Dr. Fikret Hacıosman görevleri başında öldürüldüler; sağlık kurumları basıldı, kimimiz onlarca hasta yakınının saldırısına maruz kalıp yoğun bakımlara düştü, binlerce meslektaşımız ciddi saldırılara maruz kaldı, birçoğu ölümden kıl payı döndü. 

Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında bir meslektaşımız çalıştığı hastanede saldırıya uğrayıp kafasında parke taşı kırıldığında bütün tabip odaları ile birlikte Şanlıurfa’dan tüm hekimlere seslendik; “TTB’nin aklı, yüreği ve gözü hekimlerin üzerindedir. Onlara yönelen şiddet hekimlik ve insanlık değerlerine yönelmiştir. Bunu kesinlikle kabul etmeyeceğiz ve sağlık alanındaki şiddeti durdurana kadar mücadelemize devam edeceğiz!”

Dr. Fikret Hacıosman’ın İstanbul’da görevi başında öldürülmesinden sonra (bir kez daha) Meclis’e gönderilen ve kamuoyuna Sağlıkta Şiddet Yasası olarak ilan edilen düzenlemenin ise samimiyetten uzak bir göz boyama manevrası olduğunu, hiçbir işe yaramayacağını açıkladık ve illerde bir hafta boyunca tuttuğumuz nöbetlerle tepkimiz ortaya koyduk. (Ne yazık ki gene haklı çıktık; söz konusu Yasanın getirdiği “saldırıya uğrayan sağlıkçının ifadesinin karakola gitmeden, çalıştığı kurumda alınması” düzenlemesi bile işletilmedi.)

TTB olarak sağlıkta şiddetin geldiği noktanın dayanılmaz ağırlığını her seferinde TBMM’ne, Sağlık Bakanlığı’na ısrarla ilettik ve sağlıkta şiddeti sona erdirecek önlemlerin alınmasını istedik. Ancak, başta konunun birincil derecede muhatabı Sağlık Bakanlığı olmak üzere siyasi yetkililer “Görmedik, Duymadık, Bilmiyoruz!” taktiğiyle hekimlerin taleplerine kulaklarını tıkadılar.

Artık yeter!

Bizi sağlıkta dayanılmaz hale gelen bu şiddete karşı kendi başımızın çaresine bakmak, kendi savunma önlemlerimizi almak zorunda bırakmayın.

Dr. Ersin Arslan’ın ölüm günü olan 17 Nisan “Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edilsin ve TTB’nin hazırlayıp Meclis’teki bütün siyasi partilere sunduğu Sağlıkta Şiddeti Önleme Yasası derhal çıkarılsın!

Bu talebimizden asla vazgeçmediğimizi ve kat’a vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha göstermek için Dr. Ersin Arslan’ın yedinci ölüm yıldönümünde bütün Türkiye’de uyarı eylemlerimizi gerçekleştireceğiz.

 

Peşini bırakmayacağız:

Sağlıkta Şiddet Sona Ersin!

 

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ 

MERKEZ KONSEYİ




 

İŞYERİ HEKİMLİĞİ ASGARİ SÖZLEŞME ÜCRETLERİ 2024