14 Mart Tıp Bayramı Haftası Açılışı Yapıldı
Tekirdağ Tabip Odası Tıp Bayramı açılışını 13 Mart Pazartesi ve 14 Mart Salı günü saat 12.30'da Tekirdağ Valiliği önünde düzenlenen iki ayrı çelenk töreni ile birlikte gerçekleştirdi.
Ulu önder Atatürk, Çanakkale Şehitleri ve sağlık şehitleri için yapılan saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı'nın ardından Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve
Tabip Odası Başkanı Dr. Gökhan Gözde konuşmalarını yaptılar.
Dr. Gözde'nin konuşmasının tam metni:
"Tıp Bayramı Haftası açılış törenimize hoş geldiniz.
Adı bayram ama ne yazık ki ülkemizde yıllardır biz sağlık çalışanları bayramı tadında yaşayamıyoruz. Kaybettiğimiz doktor ve sağlık çalışanlarının rahmetle anıldığı, her seçim döneminde çocuk kandırır gibi verilen sözlerin hiç gerçekleştirilmediği, çalışma koşullarının iyileştirilmediği,
emeklilikte insanca yaşayabileceğimiz oranda ekonomik şartların düzenlenmediği,
mesleki yıpranma ve iş güvencesi sözlerinin tutulmadığı
bu nedenlerle tekrar tekrar siyasilere sesimizi duyurmaya çalıştığımız gün olarak geçirmekteyiz.
emeklilikte insanca yaşayabileceğimiz oranda ekonomik şartların düzenlenmediği,
mesleki yıpranma ve iş güvencesi sözlerinin tutulmadığı
bu nedenlerle tekrar tekrar siyasilere sesimizi duyurmaya çalıştığımız gün olarak geçirmekteyiz.
Belki bu kez bizi dinlersiniz diye bir kez daha sesleniyoruz;
Bizim işimiz sağlık, insan sağlığı.
Başka hiçbir meslek yok ki daha kişi doğmadan ana rahmine düştüğünde hatta onun bile öncesinde halkın sağlığı için çalışmaya başlasın,
çocukluk gençlik ve yaşlılık derken son nefesinizi verirken dahi aranan meslek sahibi olsun.
Evet, bizler ana rahminden son nefesine kadar, halkımızın, ülkemizin vatandaşlarının sağlığı için,
8-5 değil 24 saat bayramda, yolu kapanan köyde,
kendi eşi çocuğu evde onu beklerken ambulans içinde,
acil serviste, yoğun bakımda, ameliyathanede görevimizin başındayız.
Bütün mesleklerden daha fazla süre eğitim alarak ve bu eğitimi bir ömür boyu devam ettirerek çabalayan çırpınan bizler, bir kez daha “sesimizi duyun” diyoruz.
Bir an önce, sağlıkta şiddetin engelleneceği, çalışırken hak ettiğimiz maaşların emekliliğimizde de geçerli olacağı, çalışma ortamımızı ve çalışma şartlarımızı,
ülkemiz insanına hak ettiği kalitede hizmet vermemizi sağlayacak düzenlemelerin yapıldığı,
kısaca hayatını insanlığa adamış bizlerin de insanca yaşayıp, çalışıp, emekliğinde de yine insanca yaşayabileceği yasal düzenlemeleri derhal ve öncelikle hayata geçirmenizi istiyoruz.
Başka hiçbir meslek yok ki daha kişi doğmadan ana rahmine düştüğünde hatta onun bile öncesinde halkın sağlığı için çalışmaya başlasın,
çocukluk gençlik ve yaşlılık derken son nefesinizi verirken dahi aranan meslek sahibi olsun.
Evet, bizler ana rahminden son nefesine kadar, halkımızın, ülkemizin vatandaşlarının sağlığı için,
8-5 değil 24 saat bayramda, yolu kapanan köyde,
kendi eşi çocuğu evde onu beklerken ambulans içinde,
acil serviste, yoğun bakımda, ameliyathanede görevimizin başındayız.
Bütün mesleklerden daha fazla süre eğitim alarak ve bu eğitimi bir ömür boyu devam ettirerek çabalayan çırpınan bizler, bir kez daha “sesimizi duyun” diyoruz.
Bir an önce, sağlıkta şiddetin engelleneceği, çalışırken hak ettiğimiz maaşların emekliliğimizde de geçerli olacağı, çalışma ortamımızı ve çalışma şartlarımızı,
ülkemiz insanına hak ettiği kalitede hizmet vermemizi sağlayacak düzenlemelerin yapıldığı,
kısaca hayatını insanlığa adamış bizlerin de insanca yaşayıp, çalışıp, emekliğinde de yine insanca yaşayabileceği yasal düzenlemeleri derhal ve öncelikle hayata geçirmenizi istiyoruz.
Sağlıkta ülkemizin Avrupa ülkelerinden dahi iyi seviyede olduğu iddia edilmektedir.
Bunun, sağlık turizmi için ülkemize gelen Avrupalı hasta sayısından, aşılama oranlarından veya çocuk ölüm hızının düşmesinden anlaşılacağı ifade edilmektedir.
Ama kimse kusura bakmasın, bunun sebebi
sağlık çalışanına verilen maaşların yüksekliği veya çalışma şartların iyi olması değildir.
Bu mesleği, meslek değil “yaşam biçimi” olarak gören,
kendi sorunları yerine hastalarının sorunlarını ön plana koyan,
vefakar ve cefakar, sorumluluk sahibi sağlık çalışanlarının, tamamen kendi özverileridir.
Çünkü bunları gerçekleştiren sağlık çalışanlarının, maaşları ülke şartlarına göre düşmüş, performans denilen yöntemle emekliliğine yansıtılmamış, iş güvenceleri
sözleşme şartları her geçen gün daha kötüleşmiştir.
Adeta sağlık çalışanları, bu başarıları ve özverileri için cezalandırılmıştır.
Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu nedenlerle biz bu gün bayram olarak değil, bir kez daha sesimizi duyurmak için buradayız.
Bunun, sağlık turizmi için ülkemize gelen Avrupalı hasta sayısından, aşılama oranlarından veya çocuk ölüm hızının düşmesinden anlaşılacağı ifade edilmektedir.
Ama kimse kusura bakmasın, bunun sebebi
sağlık çalışanına verilen maaşların yüksekliği veya çalışma şartların iyi olması değildir.
Bu mesleği, meslek değil “yaşam biçimi” olarak gören,
kendi sorunları yerine hastalarının sorunlarını ön plana koyan,
vefakar ve cefakar, sorumluluk sahibi sağlık çalışanlarının, tamamen kendi özverileridir.
Çünkü bunları gerçekleştiren sağlık çalışanlarının, maaşları ülke şartlarına göre düşmüş, performans denilen yöntemle emekliliğine yansıtılmamış, iş güvenceleri
sözleşme şartları her geçen gün daha kötüleşmiştir.
Adeta sağlık çalışanları, bu başarıları ve özverileri için cezalandırılmıştır.
Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu nedenlerle biz bu gün bayram olarak değil, bir kez daha sesimizi duyurmak için buradayız.
Bayramlarımızı bayram tadında kutlayacağımız,
ülkemizi yönetenleri verdikleri sözleri tutmaya çağırmayacağımız,
sorunları değil başarıları anlatacağımız ve
sağlık politikası üretenlere teşekkür edeceğimiz bayramlarımız olması dileğiyle,
ülkemizi yönetenleri verdikleri sözleri tutmaya çağırmayacağımız,
sorunları değil başarıları anlatacağımız ve
sağlık politikası üretenlere teşekkür edeceğimiz bayramlarımız olması dileğiyle,
Sevgi ve saygılarımı sunarım."
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
İŞYERİ HEKİMLİĞİ ASGARİ SÖZLEŞME ÜCRETLERİ 2024
