Tekirdağ'da 8 Mart Anaların Duasıyla Kutlandı

Tekirdağ'da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü çeşitli etkinliklerle kutlandı.

5 Mart günü Tekirdağ Kadın Dayanışma Platformu'nun "Analar Hayır Duasına Çıkıyor" sloganıyla
organize ettiği ve çok sayıda Tekirdağlının akın ettiği etkinlikte bir basın açıklaması yapan
TTO Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu üyesi Doç Dr. Gamze Varol Saraçoğlu
Türkiye'de kadınların yalnızca "hak" değil aynı zamanda "can" mücadelesi verdiğinin üzerinde dururken
Tekirdağ Tabip Odası'nın yönetim kurulu üyeleri de etkinliğin destekçileri arasındaydı.



8 Mart günü Tekirdağ Valiliği önünde yapılan çelenk töreninden sonra
etkinliklere Selçuk Mahallesi'nde devam edildi.



Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat ve Başkan Yardımcısı Gülferah Dinç Güral da
etkinliğe katılan isimler arasındayken Süleymanpaşa Kent Konseyi Kadın Meclisi, Tekirdağ Kadın Dayanışma Platformu, Tekirdağ Tabip Odası üyeleri de Selçuk Mahallesi kadınlarının yanındaydı.
Etkinlik programında kadın haklarını konu alan bir tiyatro oyunu gösterisi, halk oyunları ekibi gösterisi ve Doç. Dr. Gamze Varol Saraçoğlu'nun Üreme Sağlığı ve Hakları konulu sunumu yer aldı. 




Doç. Dr. Gamze Varol Saraçoğlu'nun Tekirdağ Tabip Odası adına yaptığı basın açıklamasının tam metni:




8 Mart 2017’de, Kadınların Dayanışması Her Zamankinden Daha Önemli!

Bugün, kadınların emeğinin ve bedeninin sömürüsüne karşı yaşamlarına mal olan direnişlerinin 160. Yılı…

Kadınların tarihi zorlu hak mücadeleleri ile doludur.

Kadınların emekleri, bedenleri ve özgürlükleri için verdikleri mücadeleler, cadı ve şeytan yakıştırmalarıyla örtülmek istenmiştir. Bu mücadelenin bize öğrettiği en önemli gerçek, kadın dayanışmasının anlamıdır.

8 Mart, 1857 New York’ta 40.000 dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladığı, sermayenin emek sömürüsüne başkaldırdığı gündür.

Polis işçilere saldırmış, işçiler fabrikaya kilitlenmiş, çıkan yangında işçilerin fabrika önüne kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can vermiştir. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katılmıştır. 51 yıl sonra 8 Mart 1908’de yine New York’ta işçi kadınlar oy hakkı, çocuk işçiliğine son gibi taleplerle yürümüşlerdir. 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirmiş ve bu öneri oybirliğiyle kabul edilmiştir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü; bugün bizim için kutlama değil, isyanımızın günüdür.

2017 Türkiye’sinde kadınlar hâlâ her türlü ayrımcılık ve baskı karşısında yaşama ve var olma savaşı vermektedir.

Kadın ile erkeğin eşit olduğunu bir türlü içine sindiremeyen devlet; yasası, yargısı, yürütmesi ile “erkek kimliğini” bırakmayarak; erkeklerin yanında yasa ve uygulamalarla kadınları çaresizliğe terk etmektedir.

Ülkemiz; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne yine kadına, çocuğa  yönelik şiddet ve istismarın gölgesi altında girmekte, en temel hakkımız olan yaşam hakkı elimizden alınmak istenmektedir.

Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı Türkiye’de artık kadınlar, “hak” mücadelesinin yanında “can” mücadelesi vermeye çalışmaktadır.

Devlet, kadınların nasıl güleceği, nerede ne yapacağı, ne giyeceği, ne konuşacağı, cinsiyeti, gebeliği vb. durumları emretmekle kalmayıp yasal düzenlemelerle kadınlar üzerindeki baskısını artırmaktadır. Bu politikalardan güç alarak kadını katledenler ise bir tek “pişmanım” sözüyle veya “iyi hal” durumundan yararlanarak,  korunup kollanmaktadır.

Tecavüz davalarında tecavüz çeteleri tutuklanmamakta, aklanmaya çalışılmakta, bunlar yetmezmiş gibi mağdur kadınla dayanışma gösteren kadın örgütleri hedef alınmaktadır. Şikâyete gelen kadın, sığınmaevi yerine katiline teslim edilmektedir. Kadının beyanını esas almayan bütün cinsiyetçi kuşatmalara öfkeliyiz.

Kadınların ücretli-ücretsiz emek kıskacında esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkum edilmesine;

Kadınların güvenceleri olmadan tarım, temizlik, atölye işçisi olarak çalıştırılırken sağlık için risk oluşturan koşullar yüzünden can vermesine;

Kadınları eve kapatarak, ucuz işgücü yaratmanın ve erken yaşta evliliğin önünün açılmasına,

Kadınların ev içi emeği tanımlanmayan ve eşdeğer işe eşit ücret ödenmeyen cinsiyetçi ekonomik politikalara öfkeliyiz.

Bizler; kadınların yüzlerce yıldır verdikleri mücadeleler sonucunda elde ettikleri hakların bir bir elimizden alınmasını REDDEDİYORUZ!


 

 

İŞYERİ HEKİMLİĞİ ASGARİ SÖZLEŞME ÜCRETLERİ 2024