GENEL YÖNETİM KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

23 Kasım 2024 tarihinde Türk Tabipleri Merkez Konseyinde 40 Tabip Odasının, kollar ve çalışma gruplarının temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen Genel Yönetim Kurulu toplantısının Sonuç Bildirgesine ulaşmak için TIKLAYINIZ.

Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu Sonuç Bildirgesi

23 Kasım 2024

 

BEBEKLERİN ÖLMEDİĞİ BİR SAĞLIK SİSTEMİ İÇİN MÜCADELEYE!

 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Yönetim Kurulu (GYK) “Halkımız, Hekimler ve Sağlık Çalışanları İçin Daha İyi Bir Sağlık Sistemi Mümkün” ana gündemiyle Ankara’da toplandı. Son yılların en katılımlı GYK toplantısı TTB Merkez Konseyi üyelerinin, 40 tabip odasından yöneticiler ve delegelerin, TTB kol ve çalışma grupları ile yayın organlarının temsilcilerinin bulunduğu 170’in üzerinde bir katılımla ve çok sayıda hekimin söz alıp görüş bildirmesiyle gerçekleşti.

Türkiye’nin haftalardır yenidoğan bebeklerin ölümüyle sonuçlanan sağlıkta ticari çeteleşmeyi konuştuğu günlerde gerçekleştirilen toplantı, araştırmacı-yazar Bekir Ağırdır’ın son yıllarda toplumsal yapıda meydana gelen değişim, beklentiler ve demokratik kitle-meslek örgütlerinin sorumluluklarını “yenidoğan skandalı” çerçevesinde ele alan konferansıyla başladı. Sonrasında söz alan katılımcılar aşağıdaki tespit ve görüşleri dile getirdi:

  • ”Yenidoğan Skandalı” ülkemizde yıllardır uygulanan sağlık politikalarının bir sonucudur. Bu durumu Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) özel hastanelerden hizmet satın almaya başlaması ve bu yolla SGK fonlarının özel sağlık sermayesine açılması doğurmuştur.
  • Yaşananlar, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği net bir şekilde ortaya koymuştur: Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çökertmiştir.
  • TTB’nin yıllardır ısrarla dile getirdiği “Sağlık Piyasanın Vahşi Koşullarına Terk Edilemez!”, “Sağlıkta Özelleştirme Ölüm Getirir!” uyarıları bugün artık toplumun geniş kesimleri tarafından da görünür olmuştur.
  • Ülkemizde sağlıkta büyük bir kışkırtılmış talep patlaması yaşanmaktadır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye’de kişi başı yıllık hekime müracaat sayısı 3,1 iken 2023 yılında 11,4’e çıkmıştır. Bu sayı Avrupa Birliği ve OECD ortalamasının iki katına yakındır.
  • Sağlıktaki bu kışkırtılmış talep patlamasından büyük pay alan özel sağlık sermayesi hekimleri evrensel çalışma hukukunun koruyuculuğundan yoksun bırakarak hukuka aykırı biçimde şirket kurmaya zorlamış, hekimlerin bordrolu çalışması engellenmiştir.
  • Öte yandan SGK kaynaklarını kullanmadan, serbest çalışma hakkını kullanarak, muayenehane açarak çalışmak isteyen hekimlere de hastalarını bu hastanelerde tedavi etmesini engelleyecek “kota” uygulaması getirilmiştir.
  • Son yayımlanan Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği, adından da anlaşılacağı gibi performans ve ödeme değişiklikleri ile birinci basamak sağlık hizmetlerini işletme mantığına teslim etmekte ısrarcı görünmektedir. TTB-GYK aile hekimlerinin bu “Eziyet Yönetmeliği”ne karşı mücadelesini, bu çerçevede 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde yapacakları iş bırakma eylemini desteklemektedir.
  • İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği alanı Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) aracılığıyla taşerona devredilmiş, işyeri hekimleri bu taşeron kurumlara mahkum edilmiştir.
  • Sağlıkta Dönüşüm Programı hekimliği değersizleştirme, hekim emeğini niteliksizleştirmeyi hedeflemiştir.
  • Günümüz dünyasında değişen iletişim yöntemleri TTB’yi hekimler ve toplumla iletişim için yeni araçlar geliştirmeye zorlamaktadır. Ancak yüz yüze temasın etkisi azımsanmamalıdır.
  • İstanbul Tabip Odasının istanbul’da yürüttüğü ve GYK’da sunduğu hastane temsilciliği seçimi yönteminin hekimlerle yüz yüze teması artıran ve  örgütlenme için bir model olarak değerlendirilmelidir.
  • Bursa Tabip Odası’nın yapmış olduğu anket çalışmasında olduğu gibi radyoloji hizmetlerinin taşeronlaştırılması hizmet kalitesinde ciddi sorunlara neden olmakta, tıbbi hata riskini artırmaktadır.
  • Sağlık ortamındaki sorunların dile getirilebilmesi ve çözümü için ülkemizde demokratik ortamın gelişmesine ihtiyaç vardır.
  • Daha iyi bir sağlık sistemi siyasal ve ekolojik sorunların çözümü ile birlikte düşünülmelidir. 
  • Bölgeler arasındaki eşitsizliklerin giderilebilmesi ve buna yönelik duyarlılığın geliştirilebilesi için birlikte düşünme ve üretime ihtiyaç vardır. Bölgeler arası toplantılar bu ortamın geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.
  • Yapay zeka başta olmak üzere dijital teknolojiler sağlık hizmet üretiminde giderek daha çok yer bulmaktadır. Bu teknolojiler sağlık emek gücünde değişime neden olduğu gibi hekimlik uygulamalarında etik sorunlar yaratma potansiyeli taşımaktadır.
  • Kadınları görmezden gelen politikalar sağlık sisteminde hala etkili olup, estetik ve güzellik sektörünün baskısı, cinsel ve üreme sağlığı üzerinde kısıtlamalar, yetersiz kadın sağlığı araştırmaları, yanlı tıbbi uygulamalar, kadınlara yönelik tıbbi müdahalelerde ilgisizlik, kadınların bedensel özerkliklerinin zayıflaması, sağlık haklarının kısıtlanması ve toplumsal baskılar nedeniyle psikolojik olarak zarar görmesi gibi sonuçlara yol açmaktadır.
  •  
  • Genel Yönetim Kurulu toplantısında dile getirilen ve katılımcıların üzerinde uzlaştığı geleceğe ilişkin hedefler ve yapılması gerekenlerle ilgili öneriler ise aşağıdaki gibidir:
  • SGK özelden hizmet almaya derhal ve koşulsuz olarak son vermelidir. Sağlık için ayrılan bütün kamusal kaynaklar kamu sağlık hizmetleri için kullanılmalıdır.
  • Yenidoğan Skandalı nedeniyle kapatılan hastaneler Sağlık Bakanlığı’na devredilmeli, işsiz kalan yaklaşık 450 hekim ve 5.000 sağlık çalışanının sorunları hızla çözülmelidir.
  • Özel hastanelerde hekimlere şirket kurdurarak çalıştırılması uygulamasına son verilmelidir.
  • Muayenehane hekimliğinin önündeki kota ve benzeri engeller kaldırılmalıdır.
  • Sağlıkta şiddet ne yazık ki hız kesmeden devam etmekte, yetkililer ise durumu seyretmektedir. Sağlıkta şiddetin önlenmesi için TTB öncülüğünde eylem planları oluşturulmalıdır.
  • İşçi sağlığı ve işyeri hekimliği alanında iş güvencesini yok eden, mesleki bağımsızlığımızı ortadan kaldıran OSGB uygulamasına son verilmelidir.
  • İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu’nun bu alanda kamusal bir sağlık hizmet modeli geliştirilmesi gündemli çalıştay önerisi kısa süre içerisinde programa alınmalıdır.
  • TTB hekim emeğini koruyan ve hekimliğin itibarsızlaştırılmasına yönelik yürütülen sistematik saldırıya karşı, çöken toplumsal sözleşmeyi yeniden kurmak üzere programlı ve süreklilik içeren bir faaliyeti gündemine almalıdır.
  • Ülkemizin pek yerinde yaşanan çevre sorunlarına, doğanın tahrip edilmesine karşı TTB diğer sivil toplum örgütleri ile birlikte daha güçlü bir faaliyeti yürütmelidir.
  • Yapay zeka başta olmak üzere dijital teknolojilerin tarihi, üretici güç olarak gelişimi, emek süreçleri ile ilişkisi, sağlık emek sürecinde yaratacağı dönüşümler, tanı-tedavi süreçlerine katkısı, veri güvenliği, etik açıdan doğabilecek sorunlar,  büyük verinin devlet ve sermaye tekelinde kullanılmasının tehlikeleri konusunda daha çok çalışma yapılmalıdır.
  • Zaten yoksulluk sınırının altında olan emekli hekim maaşlarındaki SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı ayrımı kaldırılmalı, bütün emekli hekim maaşları emeklilerin insanca yaşayacağı düzeye çıkarılmalıdır.
  • TTB kadınları görmezden gelen politikalar ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile daha güçlü mücadele etmelidir
  • LGBTİ + ‘ların yaşadığı sağlık sorunları damgalamaya yol açmayacak şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
  • Sağlıkta taşeron uygulamasının hizmetin kalitesi üzerindeki olumsuz etkileri ortadadır. Taşeron uygulamasının hangi hizmet başlıklarında, nasıl uygulandığı belirlenerek ortadan kaldırılması için çalışılmalıdır.
  • TTB daha iyi bir sağlık sistemi için finansman, koruyucu hekimlik, basamaklandırılmış sağlık sistemi, özel sağlık sistemi gibi alt başlıklarda gerek görürse çalışma grupları oluşturmalı; sempozyumlar, çalıştaylar, paneller düzenlemelidir. TTB tarafından daha önce Bursa’da yapılacak olup pandemi nedeniyle ertelenen Birinci Basamak Çalıştayı gerçekleştirilmelidir.
  • TTB Merkez Konseyi 14 Mart Tıp Haftasına giderken hekimlerle daha fazla buluşmak için bölgelerde hekim toplantıları, konferanslar düzenlemeli, ardından Ankara’da büyük bir hekim buluşması gerçekleştirilmelidir. Geçtiğimiz dönemlerde diğer sağlık çalışanlarıyla ve emek, meslek örgütleriyle birlikte hayata geçirdiğimiz Türkiye Büyük Sağlıkçılar Meclisi, Türkiye Büyük Sağlık Hakkı Meclisi gibi örnekler önümüzdeki dönem için de gündeme alınmalıdır.
  • TTB oluşturacağı alternatif sağlık sistemi önerisini 2025 yılı 14 Mart Tıp Haftasında “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün!” başlığıyla bütün kamuoyuyla paylaşmalı, bunun için gerekli her türlü görüşme, müzakere ve etkinlikleri hayata geçirmelidir.

Ülkemiz insanları sağlıktaki mevcut kötü tabloyu hak etmemektedir. Bu tabloyu değiştirmek ve insanlarımıza bugünkünden çok daha iyi sağlık hizmeti vermek için başta hekimler, sağlık çalışanları olmak üzere gerekli potansiyelimiz mevcuttur. Bunun için öncelikle yapılması gereken sağlıkta uygulanmakta olan bugünkü politikalardan vaz geçmektir.

Bu ülkenin ihtiyacı olan toplumsal yarar ve koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, nitelikli ve ücretsiz sağlık sistemini hep birlikte kuracağız

İŞYERİ HEKİMLİĞİ ASGARİ SÖZLEŞME ÜCRETLERİ 2024