15 ARALIK G(ö)REVDEYİZ

Değerli Üyelerimiz,
Basına ve Kamuoyuna,
Bildiğiniz üzere günlerdir, hatta aylardır özlük haklarımız için mücadele içindeyiz. En son geçtiğimiz hafta içinde sağlık çalışanlarının artık yoksulluk sınırının çok altına düşmüş gelirleri ve özlük hakları ile ilgili düzenleme yapacağı iddiasıyla Meclis'te bütün partilerin oybirliğiyle getirilen düzenleme getirilen yasa tasarısı 11 Aralık tarihinde bir kez daha komisyona getirildi ve içtüzüğe aykırı olarak komisyon başkanının imzasıyla TBMM’ye getirildiği gibi hızla geri çekildi.  Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve bağlı odalar salgın döneminde canla başla çalıştık, hala da aynı özveri ile çalışıyoruz ama aynı zamanda özlük haklarımızı korumak ve haksızlıkla mücadele etmek 15 Aralık 2021 günü “G(ö)rev” kararı aldık. Bu kapsamda Bugün -15 Aralık Çarşamba- aciller dışında sağlık hizmeti sunmayacağımızı bildirdik. Ancak burada bir parantez açmak gerekiyor: Her G(ö)REV etkinliğinde olduğu gibi acil hastalar, diyaliz hastaları, gebeler, çocuk aciller, kanser hastaları, yoğun bakım hastalarının bakımı aksamayacak; COVID-19 veya COVID-19 şüphesi ile başvuranların poliklinik ve klinik tedavilerine devam edilecek; diğer hastalarımıza nöbet düzeninde sağlık hizmeti vereceğiz.
Neden mi? Görev’deyiz. Çünkü:
Hekimlik yapmak istiyoruz dedik, yaşamak için yaşatmalıyız dedik. Ama içinde hizmet vermeye çalıştığımız içinde bulunduğumuz sağlık sistemi hem sağlık çalışanının hem de halkın sağlığı için tehlike oluşturmaya başlamıştır. Pandemi’de bu durumu apaçık gördük. Sağlık emekçileri salgın döneminde canla başla çalışırken aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya kaldılar. Sağlık çalışanları “artık bu şartlarda çalış(a)mıyoruz” diyerek istifa ederken, emekli olurken; genç hekimlerimiz başta olmak üzere sağlık emekçileri yurtdışına göç ederken tüm bu sorunları konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için TTB Merkez Konseyi düzeyinde Sağlık Bakanı’yla görüşme taleplerimiz defalarca iletildi. Sağlık Bakanı’nın hekimlerin, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını sağlık emek meslek örgütleriyle konuşmasından daha doğal ne olabilir? Taleplerimiz de çok basit, çok insani. Çalışma koşullarımızın özlük haklarımızın iyileştirilmesini istiyoruz, hekimlik yapmak, yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.
Sorunlarımz yeni değil ancak Pandemi ile daha görünür oldu, artık sağlık çalışanlarının dayanacak gücü kalmadı. Meslek örgütleri, sağlık emek örgütleri sorunları dile getirdiklerinde, karar vericiler; bu soruna yönelik çözüm geliştirildiğine dair açıklamalar yapıyor bazen kimi düzenlemeler de yapılıyor gerçekten…  Ama bir de bakıyoruz ki aslında yapılan açıklamalar/düzenlemeler sorunu çözmek yerine daha da çözümsüz hale getiriyor. Ancak kamuoyunda yaratılan algı ise sorunların çözüldüğü yönünde… Evet Pandemi boyunca gördük, sorunlar değil ama sanki bu sorunlar çözülüyormuş gibi bir algı yaratılıyor. Bu durum tükenmişliğimizi arttırıyor. Bunu COVID-19 Meslek Hastalığı sayılsın talebimizde, 5 dakikada bir hekimlik yapılmaz iyi hekimlik yapmak istiyoruz talebimizde, şiddete karşı etkili yasa istiyoruz talebimizde vb. özetle tüm taleplerimizde gördük her talebimizin ardından yapılan açıklamalar kamuoyunda bu sorunların çözüleceğine dair algı yarattı ama bunların pratik karşılığı olmadığı gibi sağlık çalışanlarını daha da umutsuzluğa, tükenmişliğe sürükledi. Bunun en son örneğini de başta belirttiğim gibi gelirlerimiz ve özlük haklarımız ile ilgili düzenleme yapacağı iddiasıyla Meclis’e getirilen ve getirildiği gibi hızla geri çekilen Yasa Tasarısında gördük. Ayrıca, tasarının getiriliş biçimi ve içeriği sağlık emekçileri arasında ayrımcılık yapıldığı izlenimine yol açmış ve çalışanların birbirine karşı tavır almasına neden olmuş, ekip anlayışı içinde yürütülen sağlık hizmetlerinde çalışma barışını bozmuş, hasta ve çalışan güvenliğini tehlikeye atmıştır. Sorunların çözümüne yönelik somut adımlara ihtiyaç var. Salgının başında hakkınız ödenmez dendi, gerçekten de ödenmedi maddi olarak da manevi olarak da…
Bu gerekçelerle Pandemi gölgesinde, içimizdeki tükenmişlikle, verilmeyen haklı taleplerimizle geldiğimiz bu noktada Pandemi döneminde canı pahasına, gecesini gündüzüne katarak çalışan ve çalışmaya devam eden; kendisi, arkadaşları, ailesi COVID-19 nedeniyle hastalanan ve hatta kaybedilen sağlık çalışanları olarak bizler aşağıdaki taleplerimiz için sesimiz duyurmak için  G(ö)REV etkinliğimizi yapmaya karar verdik:
-Şiddete karşı etkili yasa çıkarılması ve uygulanmasını,
-Sağlıklı çalışma koşulları konusunda iyileştirme yapılmasını ve iş güvencesiyle çalışmayı,
-COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılmasını,
-Koruyucu  sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesini ,
-Ağır ve tehlikeli işler kapsamında faaliyet yürüten tüm sağlık emekçileri için  yıpranma payının verilmesini,  
-Emekliliğe yansıyacak adil ücretlendirmeyi,
-Malpraktis davalarında güvenceyi,
-Nitelikli tıp ve uzmanlık  eğitimi koşullarının sağlanmasını,
-Üniversite ve eğitim hastanelerinin bütçelerinin düzenlenmesini,
-Liyakata dayalı kadro dağılımının sağlanmasını talep ediyoruz…
 
Haklı  taleplerimizi dile getirirken yeniden anımsatırıyoruz ki; acil, yoğun bakımda yatan, hamile, diyaliz hastaları, kanser hastaları ve
COVID -19 şüphesiyle başvuran hastaların tanı  ve tedavilerinde aksama olmayacak ve servis hastalarının tedavileri devam edecektir.
 
 

İŞYERİ HEKİMLİĞİ ASGARİ SÖZLEŞME ÜCRETLERİ 2024